TuzBİBER Aralık Sayısı Yayında..

 

 

Merhaba

 

Bu ayki konuğumuz Blog Cafe Pepela'nın yazarı Şeyma Hanım. Yasemin`in Şeyma Hanımla gerçekleştirdiği röportajı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum. Arkadaşlarımız, yeni yıl sofralarınızda misafirlerinize sunabileceğiniz birbirinden nefis tarifleri sizler için yaptılar. Diyetisyenimiz, muazzam sofraların kurulacağı 31 Aralık ta, Yılbaşı Gecesinde Nasıl  Beslenmeliyiz? yazısıyla bizlere ışık tutacak.

Evet bu ay , iyisi  ve kötüsüyle yaşanan bir yılı  geride bırakacağız. Tüm olumsuzlukları, kötülükleri hayatınızdan çıkarın ve 2010 yılında bırakın. 2011 ise hepimize, tüm güzellikleri ile sağlık, mutluluk ve huzur getirsin.

İyi yıllar,

Sevgiler

 

 

  

 

 

 

  

 

 

 

 

 

TuzBİBER Kasım Sayısı Yayında..

 

Merhaba

Yeni bir sayı ve dergimize katılan iki yeni yüz. İki yeni yüz diyorum ama çoğumuz onları  blog dünyasından tanıyor. Sevgili Gülay Kaykaş ve Necla Bolat artık her ay bizlerle olacak. Buradan kendilerine tekrar hoşgeldiniz diyorum.

Yasemin, genç seflerimizden Serkan Kılınç ile güzel bir röportaj  gerçekleştirmiş. Şefimizin tariflerini okumadan geçmeyin.

Sevil, kahvaltı masasını, Gülfem ise yumurtayı konu almış bölümüne. Diyetisyenimiz Serap, kış beslenmesindeki püf noktarından bahsedecek bizlere. Her ay  olduğu gibi Serap (  Bir Dilim, Bir Tutam ), enfes  tarifleriyle dergimizde.

Kurban bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor. Sağlıklı, huzurlu, mutlu, ve sevdiklerinizle geçirebileceğiniz bir bayram diliyorum.

Sevgiler

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

Kütüphane Kuruyoruz ve Yardımlarınız bekliyoruz.

Sevgili arkadaşım Zerrin ( www.misssgibi.com ) ve bu okulda öğretmen olan ablası Berrin hanım ın başlattığı kampanyaya canı gönülden destek veriyoruz. Sizlerinde yarım saatini alacak ama ilerisi için gençlerimizin yoluna ışık tutacak kitap kampanyamıza desteklerinizi bekliyoruz. Lütfen evinizde bulunan, artık okumadığınız kitaplarınızı aşağıda bulunan adrese gönderiniz. İki kitap dan ne olur diye düşünmeyin lütfen onların ışıkları olun. Ben ayrıca blog arkadaşlarımdan kendi bloglarında bu kampanyayı duyurarak destek vermelerini rica ediyorum.

Şimdiden destek olan, kampayamıza gönül koyan,  tüm aydınlığın şövalyelerine teşekkür ederiz.

Sevgiler

Ferah A.Tırıç 

 

 

VAN/ BAŞKALE. Daha doğusu yok. Akşamları tepelerde ışıklar görünüyor yer yer: İran sınırı ve karakollar. Yükselti o kadar fazla ki, ağaç yetişmiyor. Yıldızlar o kadar yakın ki, ellerinizle tutabilirsiniz. İlkokulda öğrendiğim tüm yıldız kabileleri burada: küçük ayı, büyük ayı, cezve. İnsanları o kadar sıcak ki, iklime inat. “İnsanlık” burada yaşıyormuş, meğer ölmemiş diyorum içimden.
Yıllardır batıda değişik ve güzel şehirlerde ...çalıştım hem de iyi koşullarda. İster istemez kıyaslama yapıyorum. Burada 3.haftasındayız okulun. Kılık-kıyafet kontrolü sırasında ayakkabıları farklı renkte birkaç öğrenciyi ayırmıştık. Teneffüste bir kız öğrenci yanıma geldi ayrılan bir arkadaşı için. Sessizce kulağıma “hocam, … arkadaşımız 12 kardeş, ailesinin durumu iyi değil, söyleyemiyor utanıyor” dedi sustum. 9.sınıf öğrencilerinden biri (üstelik ufacık bir şey daha) eski bir eşofman üstüyle gelip gidiyor okula. Fakirliği okunuyor yüzünden, duruşundan. Bir aya kalmaz kar yağarmış buralara. Ne yapmalıyım bu çocuk için? Bugün 11.sınıf öğrencilerinden biri üzgündü. Nedenini sordum, ailemin parası yok hocam beni okuldan alacaklar dedi. Zehir gibi kafası var. Seneye mezun olacak oysa. Kalacak yer bulmalı ama nasıl? Kız öğrencilerin sayısı az, çünkü okutmuyorlar. Çarşıda kadın-kız pek görülmüyor, ancak memur bayanları görebiliyorsunuz. Öğrenci çok, sıra az. Gelen öğretmenler en fazla 1,5 yıl kalıp gidiyorlar. Sınıfta konuşuyoruz, bir örnek verdim: Van’ a gittiğinizde…Hocam Van’a gitmeyenler var daha dediler. Sordum, sınıfın yarısı ilçeden dışarısını görmemiş daha. Gidenler de çalışmak için bir inşaatta veya akraba yanında. Gezmek fiilini çekemez bu çocuklar. Sinema-tiyatro, alışveriş merkezi, kafeterya, çay bahçesi, flört nedir bilmiyorlar. Ülkemin 40 yıl öncesine ışınlanmışım sanki. Ya da bir köşeden Şener Şen çıkıverecekmiş gibi, bir Türk filminin içine düşmüşüm adeta.
Evimi taşırken kitap kolilerinden yakınan taşımacılara kızan ben, okuldaki kütüphaneyi görünce ürperdim. Bomboş. Bu gençlerin bilinç kazanması, kendilerini tanıması, hayallerine kavuşmak için yol-yordam öğrenmeleri gerekiyor oysa. Yokluk ve yoksulluktan kurtulmaları, cahil kalmamaları gerekiyor. YGS-LYS kitapları olsa kütüphanede soru çözümü yaparlar, üniversiteye bir adım daha yaklaşırlar.
Okuduğu bir roman karakteri belki onun hayatında dönüm noktası olacak, belki çözdüğü bir üniversite hazırlık kitabı onun bir bilim insanı olmasını sağlayacak ya da okuduğu kitaplar hayatının tek zenginliği olarak kalacak ama kendi çocuklarını özellikle de kızlarını okula göndermesini sağlayacak.
Üzerime umutsuzluk çökmeye başladı, yakında yağacak olan kar gibi…
Aydınlığın şövalyeleri neredesiniz? Berrin Damgacı


ADRES: Başkale İ.M.K.B Çok Programlı Lisesi BAŞKALE / VAN

Bumerang - Yazarkafe